konu başlıkları

23 Kasım 2011 Çarşamba

GEYİK KOŞULARI


Ormanda koşmayı seviyorsanız bu yarış mesafe ve parkur olarak kaçırmamanız gereken bir fırsat. Belgrad Ormanları'nın Geyik Çiftliği bölgesinde 2011 içinde iki farklı tarihte düzenlenen yarışlarda hem yeni başlayanlar için 4km hen de iddialı koşucular için 14km'lik parkurlar bulunuyordu.  2012 sezonunda 15 OCAK'ta tek yarış gözükse de bu sefer 14km ile yetinmeyenler için bir de 28km parkuru olacak.
4km ve 14km yarışları geçen sene ile aynı parkurda koşulacak, 28km de 14km parkurunun 2 tur dönülmesi ile tamamlanacak.
Ayrıca minik koşucu adaylarını yüreklendirmek için de start öncesi kısa ve basit bir parkur daha bulunuyor. Ben bu mini parkurun henüz organizasyona dahil edilmediği ilk yarışa 4 yaşındaki kızım Nar ile katılmış ve kendisini 360m de yorulunca 3,5km den fazla sırtımda taşımak zorunda kalmıştım. Hayatımın bu en zor ve yavaş koşusu sonunda Nar "hiç bir koşunun yarıda terk edilmemesi gerektiğini" ve "yarışı tamamlayan herkesin süresi önemli olmadan bir şampiyon sayılacağını" öğrenmişti. Bu deneyimin baba-kız ilişkimizi de gözle görülür şekilde etkilediğini belirtmeliyim.
Baba - Kız bitiş çizgisini geçerken
Yarışın altında Macera Akademisi imzası olması bir çok avantaj sağlıyor. Yarış ve organizasyon konusunda uzmanlaşan firma, bu deneyim ve bilinci Geyik Koşuları'na da güzel bir biçimde yansıtıyor. Öte yandan parkuru tasarlayan ve organizasyon ile birebir ilgilenen kişilerin de Belgrad Ormanları'nı avucunun içi gibi bilmesi ve kendilerinin de sağlam birer doğasporcusu ve koşucu atlet olması yarışa bu gözle de yaklaşmalarını sağlıyor. Sonuç olarak ormanda koşmayı seven bir ekip elinden çıkma yarışta koşuyorsunuz. Değişik uzunluktaki parkurlar, değişik renklerde bayraklarla işaretleniyor, yani koşarken harita, pusula veya GPS gibi cihazlarla navigasyon yapma derdi yok.
14km için eğim grafiği
Tabi bunlar yorulmayacak ve kirlenmeyeceksiniz anlamına gelmiyor. Parkur bazen geniş orman yollarından geçse de bazen de önünüzdekini geçmenin neredeyse olanaksız olduğu daracık patikalardan da oluşabiliyor. Tam düz yolda rahat bir nabızla koşmaya başlamışken kendinizi dimdik bir yamacı tırmanırken bulabiliyorsunuz.  Tertemiz kıyafetleriniz ve gıcır ayakkabılarınız yarış sonunda deterjan reklamına çıkacak hale geliyor. Ama zaten bunlardan kaçıyor olsanız ormanda koşmaya heves etmezdiniz diye düşünüyorum. Logo tasarımı konusunda da elimden geldiğince destek olarak çorbada azıcık da olsa tuzum bulunduğu için mutluyum.

1 yorum:

  1. Logo, afis ve detay fikirlerdeki katkilarin icin tekrar tesekkurler...

    YanıtlaSil

Hakkımda

Fotoğrafım
istanbul, Türkiye
2006 yılında 1.80 boyum ile 110kg olunca zayıflamak için koşsam mı diye düşünmeye başladım. Internet'te bulduğum 8 haftalık bir program gözüme zor gözükmeyince haftada 3 gün, her seferinde de toplam 20 dakika olacak şekilde koşu antrenmanlarına başladım. 8 hafta sonunda durmadan 30 dakika koşabildiğime o an kendim de inanamadım. Bundan sonra ne yapmalı diye düşünürken Amazon.com da "Koşucu Olmayanlar İçin Maraton Antrenmanı" isimli kitabı görüp maraton koşmaya karar verdim. 3 yıl içinde 5 maraton koştuktan sonra ultra maraton koşma fikrini kendime daha yakın buldum. 2010 senesinden beri aklım fikrim uzun mesafe koşularında. Ülkemizde bu sporun az bilinmesi, yapanların az olması ve maraton koşanlar tarafından bile olduğundan zor hatta imkansız olarak görülmesi epey canımı sıkıyor. Bu blog fikri de bu sıkınıdan doğdu. Gördüm ki yazması koşmasından daha zormuş...