konu başlıkları

26 Kasım 2011 Cumartesi

Mountain Hardwear - Seta Koşu Tozluğu


Alt kayışı olmaması sebebi ile bu ürün daha ilk bakışta dikkatimi çekti. Mountain Hardwear markasının daha önce başka bir ürününü kullanmamıştım. Bu marka için dağcılıkla uğraşan kişilerden hep olumlu eleştiriler duymuşumdur. Okuduğum olumlu eleştiriler ve fiyatına bakarak amazon.com dan satın aldım.

Koşu tozluğunun faydasını aslında kullanmadığınız zaman daha net anlıyorsunuz. Çalı çırpıya takılıp açılan veya açılmasa da iplikleri sökülmeye başlayan ayakkabı bağcıkları ilk fark ettiğim nokta oldu. Tozluk kullanınca  bağcıklar ile vakit kaybetmiyorsunuz. Toz toprak içinden koşarken de ayakkabı boynundan içeri  kaçıp ayağınızı rahatsız eden yabancı maddelerin önünü kesmiş oluyorsunuz. Bu tozluklar aynı zamanda kar ve yağmur suyu, çamur gibi dış etkenlerden de ayağınızı bir yere kadar koruyabiliyor. Kumaşın su geçirmezlik özelliği yok ama öte yandan suyu da kolay emmiyor, sıçrayan suyu veya yağmur suyunu kaydırıp üzerinden atıyor.

Cırt bant ile arkadan sabitleme
Alt bağcıklarının olmaması da şu bakımdan iyi, bu tip bağcıklar her ne kadar tabanın alt ortasındaki oyuklara otursa da ister istemez bir süre sonra zemin sürtünmesinden aşınarak kopabiliyor. Kaldı ki tüm ayakkabı modellerinin de tabanlarında bu tip bir oyuk olmayabiliyor.
Seta tozluklarının kutusundan 2 çift cırt bant da çıkıyor. Bu bantları ayakkabınızın tabanının arka tarafına yapıştırırsanız, tozlukları da içine dikili cırt karşılıklarından ayakkabıya sabitleyebiliyorsunuz. Bu cırt bantlara hiç ihtiyaç duymadım. Sadece uzun süren koşularda 2-3 kere yukarı sıyrılan tozlukları tekrar aşağı çekerek düzeltmem gerekti.
Bu tozluklarda beğenmediğim tek tön ayakkabının ön kısmına sabitlemeye yarayan kanca detayı. Tozluğun en ucunda bir kanca bulunuyor, bunu ayakkabının bağcığının en alttan geçen yatay hattına takmanız gerekiyor. Bağcıkları ne kadar sert sıkarsanız sıkın en altta muhakkak bir boşluk kalıyor. Bu boşluk da kancanın biraz geri kaymasına sebep oluyor ve tozluk da geri kayınca ayakkabıyı fotoğraflarda gözüktüğü kadar aşağıdan  sarmalamıyor. Belki tozluk üzerindeki kancayı tutan kayış daha kısa olsa bu dert ortadan kalkacak. Sonuç olarak fotoğraflarda gözüktüğü kadar örtücü olmasa da taban kayışının olmaması ve hafifliği ile kullanışlı bir ürün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hakkımda

Fotoğrafım
istanbul, Türkiye
2006 yılında 1.80 boyum ile 110kg olunca zayıflamak için koşsam mı diye düşünmeye başladım. Internet'te bulduğum 8 haftalık bir program gözüme zor gözükmeyince haftada 3 gün, her seferinde de toplam 20 dakika olacak şekilde koşu antrenmanlarına başladım. 8 hafta sonunda durmadan 30 dakika koşabildiğime o an kendim de inanamadım. Bundan sonra ne yapmalı diye düşünürken Amazon.com da "Koşucu Olmayanlar İçin Maraton Antrenmanı" isimli kitabı görüp maraton koşmaya karar verdim. 3 yıl içinde 5 maraton koştuktan sonra ultra maraton koşma fikrini kendime daha yakın buldum. 2010 senesinden beri aklım fikrim uzun mesafe koşularında. Ülkemizde bu sporun az bilinmesi, yapanların az olması ve maraton koşanlar tarafından bile olduğundan zor hatta imkansız olarak görülmesi epey canımı sıkıyor. Bu blog fikri de bu sıkınıdan doğdu. Gördüm ki yazması koşmasından daha zormuş...